
Ama hava öyle güzeldi ki napayım. Sonrasında sahilde yürüdük, kahvaltı ettik. Nereye gitsek derken, ne zamandır düşündüğümüz Bosphorus zoo gezimizi yapmaya karar verdik.
Çocuklara bahsetmedik tam bir sürpriz oldu. İyi ki gitmişiz çok beğendiler. Sanırım 2 saat gezmişizdir.
Zavallı kızım kendini kaptırmış yorulduğunu bile anlamamış hep yürüdü. Kucağınıza alın demek bile aklına gelmedi! Tabi biz sonunda dayanamayıp kızım kucağımıza alalım mı? yoruldun mu? diye sorunca nasıl sevindi. Şaşkınlıktan ve meraktan hiç aklına gelmemiş.
Neler vardı neler. Aslanlar, jaguar,leopar,zebra, lamalar, papağanlar, penguenler, ayılar {ben çocukken sokakta nasıl oynatıyorlardı zavallıları}
Kuzular, keçiler {elleriyle beslediler çocuklar}, ponyler, sürüngenlerin bir sürü çeşiti{rüyama girecekler sandım}balıklar ve unuttuğum bir sürü hayvan.
Ama akvaryumların camları filan pis ve bakımsızdı. Bir sürü para gerekiyor bu işler için tabi. Bir sürü yiyecek bir sürü bakıcı vs...
Çocukların atlı karıncasını ve uçan salıncaklarını kendimiz itleyerek döndürdük. Hiç kimse yoktu. Ama çoook eğlendik. Beni bile döndürdüler. Naparsın kendi işimizi kendimiz hallettik :)
Yalnız ağaçlar, peyzaj, minik havuzlar, güzel ve birbirinden farklı hayvanlar için görülmeye değer bir yer.