29 Nisan 2009 Çarşamba

Güvenli Çocuk Oyun Siteleri

Yazan Bal küpü zaman: 08:15 9 yorum
Çocuklar için bilgisayar ve Internet kontrolsüz olması durumunda ciddi tehlike oluşturuyor. Fakat zamane çocukları da bunlardan nasiplenmek istiyor.

Bu durumda onlar için güvenilir sitelere ihtiyaç var. Daha önce bu konuda bir yazı yazmış ve bazı linkler vermiştim.

Bir kaç tane site daha buldum. Mesela çocuk oyuncak markası olan Bob The Builder'ın sitesi. Burada erkek çocuklar için zevkli oyunlar var. Oyunda inşaat işleri filan yapılıyor.

Bulduğum bir diğer site de oğlumun televizyonda bayılarak seyrettiği Zoboomafoo belgeselinin Internet sitesi. Burada da yine interaktif hayvanlı basit oyunlar var.

Yine geçen gün yazdığım uzay görüntülerini bloga eklerken farkettiğim Nasa Kids uzay ile ilgilenen çocukların bayılacağı bir site.

Bunlar gibi pek çok site bulmak mümkün. Tek dezavantajı sitelerin hepsinin İngilizce olması. Fakat çocuklar genelde bu tür oyunlarda ne yapacaklarını kolayca çözebiliyorlar :)

Her ne kadar bunlar güvenli siteler olsa da, çocuklara oynatmadan önce yine de bir göz atmakta yarar var sanırım.

Bir hatırlatma daha; mutlaka gözetiminiz altında internetten oyun oynamalılar. Mümkünse oyunlar masa üstüne indirilip, online olmadan oynansa çok daha iyi bence.

28 Nisan 2009 Salı

Kolay Mozaik Pasta

Yazan Bal küpü zaman: 06:56 14 yorum
Kolay mozaik pasta

Bir kaç gündür evdeki işlerden bir iki satır yazmaya vaktim olmadı.
23 Nisan tatilinde Bursa'daydık. Yapmamız gereken bir sürü iş vardı. Neyse hepsini hallettik. Çocuklar için de güzel bir değişiklik oldu.

Ama dönüşte mutlaka ekstra yorgunluğu oluyor. Ivır zıvır çocukların bir sürü eşyasını (ilaçlar, oyuncaklar, kitaplar cabası) önce götür sonra gel bir daha yıka pakla yerleştir vs...

Ayrıca tatil ne kadar uzunsa dönüşü o kadar zor oluyor. Birde tam alışıyorsun kalabalığa hoop yine çekirdek aile düzenine adapte olmak zaman alıyor tabi :))

Eveet ne yazacaktım ben? Aslında başlıktaki pasta daha evvel yapılmıştı, eklemek şimdi nasip oluyor. Acil durumlar için kurtarıcı, pratik bir tatlı.

Mozaik pasta

TARİF

  • 450 g pötibör bisküvi
  • 1 su bardağı şeker
  • süt
  • Dövülmüş ceviz, fındık vs...
    Bir paket kakao
Bisküvileri rondada ya da elinizle ufalıyorsunuz, içine 1 su bardağı şeker ekliyorsunuz. Daha sonra yavaş yavaş süt {göz kararı yani } ilave ediyorsunuz. Kakao ekliyorsunuz.

Hamur yoğurur gibi şekil alacak kıvama gelene kadar süt eklemeye devam ediyorsunuz. {Çok cıvık olmamalı, çok yumuşarsa bisküvi eklenebilir.} Daha sonra streç filme uzun yayıp, üçgen şeklini veriyorsunuz. {Hiç yağ ve yumurta yok}

Buzlukta dondurup, çıktıktan sonra üzerine çikolata sosunu sürüyorsunuz.

Çikolata sosu için ben 50 g çikolatayı 50 g krema içinde ısıtıp erittim, öyle sürdüm. İsteyen hazırda kullanabilir.

26 Nisan 2009 Pazar

Modern koltuklar

Yazan Bal küpü zaman: 17:09 5 yorum
Şu tasarım kabiliyeti olanlara hayranım, bu koltuk modelleri çok hoşuma gitti.


Modern mobilyalardan hoşlananlar için çok güzel ama değil mi? Sade ve şık. Tasarımcısı ve site burada, pek çok değişik model var.

25 Nisan 2009 Cumartesi

Silüetlerden Sticker

Yazan Bal küpü zaman: 13:48 5 yorum
Duvarlara yapıştırılan sticker'lar hoş dekor oluşturabiliyor. Özellikle çocuk odaları için değişik stickerlar var. Artık oturma odalarında da kullanılıyor.
Bu sitede ise resim silüetlerinden sticker yapıyorlar. Resmi gönderiyorsunuz size duvara yapıştırılabilecek vinyl sticker hazırlıyorlar. Çocuğunuzun resmini veya herhangi bir resmi yaptırabilirsiniz.

24 Nisan 2009 Cuma

23 Nisan ve Beraberlik

Yazan Bal küpü zaman: 14:23 3 yorum

Dün yolda olduğumuzdan maalesef yazamadım. Oğlum da okuldaki 23 Nisan resim yarışmasında 3. olmuştu ama ödülümüzü alamadık. Dönüşte alacağız artık.
Şu an itibariyle Bursa'dayım. Bugün Bursa'da tam 23 Nisan'da olması gereken hava var. Dün çocukların nasibine hava çok bozuktu. Güzel havalı 23 Nisan'lar önümüzdeki seneye inşallah.
Yukarıdaki resimler ilk meclis görüntüleri. Ne sıkıntılarla kuruldu o meclis. Bugünlere kolay gelinmedi. Umarım bundan sonra Kurtuluş Savaşı yıllarındaki sıkıntıları bir daha görmeyiz. Bayramların milletimizi birleştirmesi ve aradaki soğuklukları gidermesini diliyorum.
Kendi içimizde ortak yönlerimiz çok. Bundan sonra farklılıklara değil ortak paydaları ön plana çıkarmalıyız. Bu topraklarda çok farklı kültür ve dinlerden insanlar yüzyıllarca birlikte yaşadı. Bugün de bizler bunu başarabiliriz. Tek bir şeye ihitiyacımız var: Birlik olmak.

LCD Televizyon Seçimi

Yazan Bal küpü zaman: 13:51 3 yorum


Yakın zamanda şu ÖTV indirimi bahanesiyle artık beni değiştirin diye bağıran eski televizyonumuzun yerine bir LCD televizyon aldık. 37 ekrandı ve zamanında çamaşır makinasının yanında hediye etmişlerdi :) Gene işimizi gördü sağolsun.
Ne alalım, nasıl birşey alalım derken baktık ki dikkat edilmesi gereken çok şey var. Bu konuda edindiğimiz bilgileri derleyip toplayıp kısa bir kılavuz hazırlayalım dedik: Sağolsun teknik detaylar eşimin sayesinde ortaya çıktı. Bana kalsa tipine bakıp, en yakışıklısını seçerdim :) Neyse gelelim detaylara:

Boyut: Öncelikle almayı düşündüğünüz televizyonun boyutlarına karar vermeniz gerekiyor. Genelde boyutlar inç olarak veriliyor. Genelde 40-36-32-26-22-19 gibi boyutlar var.
Bunlardan 40" olan bildiğimiz 106 ekrana denk geliyor. Bu noktada koyacağınız yere göre karar vermeniz gerekiyor. Oturma odası gibi küçük bir odada seyredecekseniz sizin işinizi 26" bile gayet güzel görebilir. Tabii büyük mekanlara büyük ekranlar daha iyi gider. Biz 22" aldık, işimizi görüyor.

Contrast: Kontrast oranı siyah renk ile beyaz arasındaki parlaklık farkı anlamına geliyor. Buradaki oran ne kadar büyükse televizyonunuzun renkleri gösterme kalitesi o kadar artıyor.
En az 1000:1 olması öneriliyor. Bizim aldığımızın oranı 10000:1 idi. Görüntüden memnunuz.

Tepki süresi: Bu süre resmin yenilenme süresini gösteriyor. Bu değer yüksek olduğunda hızlı görüntü değişimlerinde gölgeler oluşuyor.
Mesela maç seyrederken adamın arkasından iz çıkıyor. Bu değerin düşük olması oyunlarda da problem çıkarabiliyor. 10ms'nin üstündeki değerler iyi değil. En az 8 veya 5 ms. olması öneriliyor. Biz 5ms'lik aldık.

Giriş ve çıkışlar: Televizyonlarda HDMI, Scart, Component, DVI, Video, S-Video gibi girişler olması iyi olur. Özellikle birden fazla Scart girişi olması gerekli. Aynı anda uydu, DVD, bilgisayar ve oyun konsolu bağlamak isteyebilirsiniz.
Uzun vadede HD yaygınlaştıkça HDMI girişlerin önemi artacak. Bunlara dikkat edin. USB girişli TV'ler yayılmaya başladı. Bunlar USB içindeki filmleri oynatabiliyor. Fakat USB girişinden çok fazla beklentide bulunmayın. Genelde 2GB'lık flashdisk'lerden fazlasını okuyamıyorlar.

Çözünürlük: HD: High Definition yani yüksek çözünürlük anlamına geliyor. Bu değer sizin LCD panelinizin üzerindeki piksel yani en küçük görüntü hücresinin sayısına karşılık geliyor.
Full HD yani 1920x1080 çözünürlük olduğunda yatayda 1920 piksel, düşeyde de 108o piksel olduğu anlamına geliyor. HD Ready ise HD yayınları gösterebilen daha düşük çözünürlük anlamına geliyor.
Mesela bizim aldığımız televizyon HD Ready ve 1680x1050 çözünürlüğü var. HD Ready televizyonlar da çözünürlüklerine göre HD yayınları kaliteli gösterebiliyor. Ama henüz HD yayınlar çok fazla yok.

Marka: Herhangi birşey satın alırken marka sizin için ne kadar anlamlı ise LCD TV alırken de pek farklı değil. Piyasada LCD panel üreten çok fazla firma olmamasına rağmen pekçok LCD TV markası var. (Samsung ve LG üreticilerden en bilinenleri. Mesela Sony LG'nin ürettiği panelleri kullanıyor)
Sadece markasına aldanıp eski teknoloji bir LCD TV de almayın. Özelliklerini mutlaka inceleyin. Piyasada yaygın olarak Sony, Samsung, Phillips, Vestel, LG gibi markalar var.

Fiyat: Özellik, boyut ve markaya göre fiyatlar değişebiliyor. Biz 22" aldığımızdan 1000 liranın altında alabildik.Burada fiyat/performans dikkate alınmalı. Fakat sanırım 1500 lira civarına şu an 32" iyi bir LCD TV alabilirsiniz. İyi araştırmak gerekiyor.
Bizim Internet'ten 650 Lira civarına aldığımız televizyonu piyasada 1000 liraya kadar değişik fiyatlarda gördük. Internet sitelerinden daha uygun almak mümkün olabiliyor.

Sonuç olarak şunu diyebilirim iyice araştırın, yukarıdaki özelliklere dikkat edin ve her zamanki gibi fiyat-performans oranına dikkat edin...
Özellikle eşim nasıl bir şey tercih etmeliyim diye çok araştırdığından, arayanlara lazım olur düşüncesiyle bu yazıyı kaleme aldı, sağolasın canım :) Diyor ki almadan önce böyle bir yazı okumak istermiş ;))

23 Nisan 2009 Perşembe

Cam Biberonlar

Yazan Bal küpü zaman: 00:58 3 yorum

Bunları çok sevdim, baksanıza cam biberon. Aynı zamanda etrafı plastik olduğu için çocukların elinden kayması ve çatlaması daha zor. Biz çocukları büyüttük sayılır ama yeni bebiş bekleyenlere bir fikir.


Wee üretmiş, henüz raflarda görmedim, ülkemize gelmesi yakındır tahminim :)

22 Nisan 2009 Çarşamba

Nasa'dan Dünya Resimleri

Yazan Bal küpü zaman: 18:28 2 yorum

Google'nın logo sürprizlerine bayılıyorum, çok eğlenceli gerçekten. Dünya günüymüş bugün ve Nasa uzaydan çekilmiş bir sürü dünya resmini ve görüntülerini bizlerle paylaşıyor. Siteden inceleyebilirsiniz.


Koskoca kapkaranlık bir boşlukta cıvıl cıvıl, bool renkli, sesli dünyamız çok güzel ve muhteşem bir uyum ve ahenkle dönerken; gördüğümüz güzellikler paha biçilemez bence. Tabi insan elinin değdiği yerler hariç galiba :(

İnsanlar olarak nereye elimizi atsak kirletiyoruz maalesef :( İşte size Nasa'nın dünya görüntüleri, çocuklara da izletelim bence :)

21 Nisan 2009 Salı

Taşlar & Uğur böcekleri

Yazan Bal küpü zaman: 10:36 15 yorum
Ugurböcegi

Hafta sonu verilen ödevimiz taşlarla bir aktivite yapmaktı. Sanırım çocukların hayal dünyasını geliştiriyor. Deniz ya da dere kenarında gördüğümüz taşlara bundan ne olabilir diye bakacağız artık :))
Taşlarımız tam istediğimiz gibi değildi, en kısa sürede deniz kenarına gidip, daha güzel taşlar bulmaya karar verdik. Uğur böcekleri yaptık.


Bol bol boyayıp, arkadaşlarına hediye edecekmiş, yani anlayacağınız uğur böceklerini çoook sevdik biz :)


Böcekler hakkında da konuştuk tabi, malum annesi birazcık biyolog sayılır :) Velhasıl çok güzel bir aktivite oldu bu ...


20 Nisan 2009 Pazartesi

Masayı Nasıl Kuralım?

Yazan Bal küpü zaman: 13:00 8 yorum
Sofrada neyi nereye koyacağını düşünenler için aklı evvelin birisi böyle bir site yapmış. Masaya koyacağınız şeyleri seçiyorsunuz. Sonrasında da düğmeyi tıklayınca size masayı kuruveriyor. Hoş değil mi?

Yukarıdaki gibi ben salata, çorba, balık, su ve tatlı seçmiştim. İşte sonuç aşağıda:

19 Nisan 2009 Pazar

www.balkupu.org

Yazan Bal küpü zaman: 23:31 10 yorum
Blogu yazmaya başlayalı yaklaşık 5 ay oluyor. Bu kadar bile süreceğini tahmin etmiyordum. Ama şimdilik hoşuma gidiyor, devam ediyorum. Bu blog sayesinde kendimi de geliştirdiğimi düşünüyorum.

En azından fotoğraf ve bilgisayar ile ilgili detaylar öğrendim. Yaptıklarımı, bildiklerimi ve bulduklarımı paylaşmaktan zevk alıyorum.

Bu arada siteye ulaşımı kolaylaştırmak için bir alan ismi alsak mı ?diye düşündüm. Sağolsun eşim bu işi halletti. İsteyenler artık buraya http://www.balkupu.org adresinden de kolaylıkla ulaşabilecek. Hadi hayırlısı olsun bakalım. İnşallah güzel şeylere gebedir :)

18 Nisan 2009 Cumartesi

Görsel İlüzyon

Yazan Bal küpü zaman: 17:36 4 yorum
Bu sayfada optik-görsel ilüzyonlar var. Çok farklı hareketli görüntüler ile gözümüzün yapısından kaynaklanan değişik algılar ortaya çıkıyor. Buradan da gördüğümüz şeyin aslında baktığımızın birebir aynısı olmadığını çok rahat anlayabiliyoruz.

Mesela Wagon-Wheel Effect'e bakınca bir noktadan sonra çok hızlı dönen tekerleği duruyor gibi görmeye başlıyoruz. Hatta daha da hızlandırınca ters dönüyor gibi görmeye başlıyoruz.

Sinemadaki durum da bu ya zaten saniyede 24 kare resim arka arkaya gelince biz resimleri hareketli gibi görüyoruz. Dönen şeylerde ise buradaki gibi çok farklı sonuçlar doğuyor. Bir bakın bakalım. Çok fazla da bakmayın aman, hipnotize filan olursunuz :)

16 Nisan 2009 Perşembe

Brokoli Salatası

Yazan Bal küpü zaman: 14:55 13 yorum
Blogumun görünümünü nasıl değiştiririm diye günlerdir gezmediğim site kalmadı. Kararsızlıktan şimdilik böyle oldu. Beni tanıyanlar bilir, kararsızlığım çoktur. Kolay beğenmem, hemen karar veremem filan.

Bir de değişikliği severim. Evde taşıyabildiğim bütün mobilyalar sürekli yer değiştirir. Küçük bir oturma odam var, 40 şekle girdi desem mübalağa etmiş olmam. {Neyse biraz abarttım galiba ;) }

Nerde kalmıştım evet yani diyeceğim o ki, bir süre sonra belki bu görünümde değişir. Ama şimdi hoşuma gidiyor, içimi açıyor, bahara yakışıyor. Ne demişler tebdil-i mekanda ferahlık vardır di mi ama :)

salata

Evet gelelim sadede. Geçen gün bir tanıdıkta yedim bu salatayı çok hoşuma gitti.

Hemen denedim. Hep hafif hem doyurucu herkese tavsiye ediyorum.
  • Haşlanmış brokoli
  • Közlenmiş biber
    Haşlanmış mısır
  • Bol dereotu, maydanoz
  • Limon, yağ, tuz hepsi karıştırılır.
Servisten önce üzerine şu piyasada satılan ofis 3-5 krakerleri {daha güzel oluyormuş} ya da benim yaptığım gibi herhangi bir cips parçalanır. Afiyet olsun :)
salata2

14 Nisan 2009 Salı

Bunları Biliyor Muyuz?

Yazan Bal küpü zaman: 22:39 5 yorum
Günümüzün baş döndüren teknolojik gelişmeleri ve Internet ile ilgili bazı satırbaşlarını içeren video'yu Youtube'dan seyredebilirsiniz. Müzik de güzel eşlik etmiş. Youtube'a direk erişim olmadığından videoyu koymadım. Ben ilgimi çeken bazı satırbaşlarını buraya yazıyorum. Çok ilginç bilgiler var. Bakalım bu işin sonu nereye varacak.
  • MySpace'in kullanıcı sayısı 200 milyona ulaşmış. Myspace bir dünya ülkesi olsaydı, dünyanın en kalabalık 5. ülkesi olurdu.

  • Google'da her ay 31 milyar arama yapılıyor. 2006'da bu rakam 2.7 milyardı.
  • Internetten ilk ticari mesaj 1992 Aralık ayında gönderildi.

  • Günümüzde bir günde gönderilen ve alınan mesajların toplamı gezegenimizin nüfusundan fazla.
  • Radyo'nun 50 milyonluk bir nüfusa ulaşması 38 yıl aldı, Televizyon'un 13 yıl, Ipod'un 3 yıl, Facebook'un sadece 2 yıl.
  • 1984'te Internet cihazlarının sayısı 1000 idi. 1992'de bu rakam 1,000,000 oldu. 2008'de ise 1,000,000,000
  • İngilizcede günümüzde 540,000 kelime var. Bu rakam Sheakspeare'in zamanındakinin 5 katına denk.
  • Tahminlere göre bu yıl 4 exabyte'lık (40.000.000.000.000.000.000 { bu ne ya!!! } ) bilgi üretilecek. Bu rakam bundan önceki 5000 yılda üretilen bilgiden daha fazla.
  • Teknik bilgi miktarı 2 yılda bir iki katına çıkıyor
  • Tahminlere göre 2013'te insan beyninden daha fazla hesaplama kabiliyetine sahip süper-bilgisayarlar yapılacak.
  • 2049'da ise 1000$'lık bir bilgisayarın kabiliyetleri bütün insan türünün toplamından daha fazla olacak. (Görebilecek miyiz bakalım?)

Ben bu rakamlardan ürktüm. Siz ne dersiniz?

13 Nisan 2009 Pazartesi

Zeytinli Ekmek & Hafta sonu

Yazan Bal küpü zaman: 07:18 10 yorum
zeytinli ekmek

Daha önce lokum tarifimde bahsetmiştim zeytin yemeyen çocuklarıma da zeytinli yapıyorum diye. Hafta sonu fırından ekmek hamuru alıp zeytinli ekmek yaptım. Nedense o zaman yiyorlar. Bu çocuk milletini anlamak zor :) Çook güzel olmuş anne diyorlar.
Zeytin süreyim ekmeğinize dediğimde ise, ' Hayııır zeytin yemiyoruz unuttun mu ?'diyorlar. Ah bu bilmişlikleri yok mu!!! Neyse sadede gelelim bu sefer zeytinli ekmeğime farklı bir şekil verdim. Bir arkadaşım bunun salçalı , cevizli soslusunu da yaptığını söylemişti.

Hamuru önce biraz unla (çok az un, yoksa sertleşiyor) yuvarlak açtım. İçine zeytin ezmesi sürdüm.

hamur

Daha sonra yarısını üstüne kapattım. 2 parmak şeritler halinde kestim.

hamur şeritleri

İki ucundan aksi yöne yuvarlayıp uçlarını birleştirdim. Zaten toplanıp bir bütün oluyor.( Tıpkı yün çilelerini, nakış ipliklerini yaptıkları gibi) Üzerine yalnızca sıvıyağ sürdüm. 200'c de pişirdim.

zeytinli ekmek hamur

Fırından çıkınca kurumaması için üstüne hafifi nemli bir bez kapattım. Herkes afiyetle yedi.

Bu hafta sonu yine sahilde gezdik. Kardeşim 'İyi ki sahiliniz var abla, atın havanızı bakalım' der ama canım benim biliyor ki o da olmasa İstanbul'da gezecek boş bir alan yok :)) Zeynep'ime ve sana ayrıca teşekkür ediyorum hediyeler için. Hepinizi özledim gene ya :)

sahilde

Bu arada bu deniz olayına iyice alıştık. Hakikaten suya bakmak insanı dinlendiriyor mu? sakinleştiriyor mu? bilmem ama bir etkisi var.

Bu da oğlumun meyve salatası. Babasıyla yaptılar. Tabi sonra iki kardeş sırayla ben adamın burnunu yiyorum ben adamın kulaklarını yiyorum diye gülüştüler. Keşke hep böyle anlaşsalar. Bazen sabrımın sınırlarını zorluyor kavgaları, şikayetleri hiç bitmeyecek bu gidişle diyorum ama neyse işte :))

meyve salatası
Herkese çook güzel bir hafta olsun inşallah ;)

10 Nisan 2009 Cuma

Dejavu

Yazan Bal küpü zaman: 00:25 9 yorum
Zaman döngüsü, boyut, mekan değiştirme gibi kafayı karıştıran kavramlar üzerine bol aksiyonlu bir film .

Lost dizisini takip ettiğim için forumlarda Dejavu filminden bahsediliyordu,ben ancak izleyebildim.

Güzel bir film sürükleyici tavsiye ederim kafalarda soru işaretleri oluşturuyor. Akış güzel oyuncularda etkileyici. Gerçi klasik Amerikan filmlerinde olan abartıyı yaşatıyor (yok ya bu kadar da olmaz dedirttiği sahneler dolu) ama izlemeye değer bir film.

O kadar çok sinemalarda işleniyor ki yani geçmiş değişir mi? geleceğe müdahale edilebilinir mi? Ben bu fizikçilerden ümitliyim bir şeyleri çözecekler:)) Yalnız insanlık, bu zaman- boyut- mekan gizemini çözüme ulaştırdığı zaman galiba bu dünya hayatı da bitmiş olacak artık hep beraber zamandan uzak bir ahiret hayatında olacağız bu gidişle!!! Çünkü içinden çıkılamaz bir kısır döngüye giriyorsunuz mecburen.

Bu arada ne anlattığımı muhtemelen anlamayanlar olacaktır. Şimdi yazdıklarımı okudum da iyice kafa karıştırdım. En iyisi izlemeyenler bir izlesin, izlemiş olanlara da bool düşünceli günler :)

Acaba Lost dizisi bu olayı nereye bağlayacak ya da bağlayabilecek mi o da ayrı bir merakım yani :)

9 Nisan 2009 Perşembe

Elbise Modelleri

Yazan Bal küpü zaman: 09:30 14 yorum

Birbirinden güzel bebek-çocuk elbise modelleri ve kalıpları burada. Yaz geliyor neler diksek acaba diyenlere :)


İsterseniz kendinize göre elbiseler, gecelikler, gelinlikler ne ararsanız var .


Dekorasyon örnekleri, minik hayvan kalıpları vs.... Bir sürü örnekler var.


Böyle kapsamlı siteleri seviyorum, bir göz gezdirin bakalım aklınıza yeni fikirler mutlaka gelecektir :)

8 Nisan 2009 Çarşamba

Hangi Filmi Seyretsek

Yazan Bal küpü zaman: 08:46 6 yorum
Bir film seyretmek istiyorsunuz ama çok fazla olmayan vaktinizi de bilmediğiniz, sevmeyeceğiniz bir filmle heba etmek istemiyorsunuz. Bu durumda en güzeli tavsiye almaktır değil mi? Ben genelde zevkine güvendiğim insanların tavsiyelerini dinlediğimde çok yanılmadım.

Arada yabancı filmlerde imdb sitesine de mutlaka bakarım. Gerçi verilen puanlar bazen abartılı oluyor ama yine de film hakkında fikir sahibi oluyorsunuz.

Ama şimdi tavsiye işini sizin için yapan bir site var:) Nanocrowd Internet'teki film yorumlarını baz alarak size film seçmenizde yardımcı olan bir site. Nanocrowd'a öncelikle sevdiğiniz bir filmi söylüyorsunuz. Sonrasında da 3 kelimelik bir nanogenre seçiyorsunuz.
Nanogenre seyretmek istediğiniz filmin içeriğinden özetlenebilecek kelimeler (filmin tarzı diyebiliriz) oluyor.

Mesela: Film olarak Love Story yazdınız. (Siz yazdıkça çıkanlardan seçim yapmanız gerekiyor)

Sonrasında çıkan sayfada sol tarafta bu filme çok benzer ve en az benzer filmleri görebilirsiniz. Ortada da nanogenre'ler (tarzlar) çıkıyor.

Diyelim ki bu çıkanlardan trite-cry-dying (basmakalıp, ağlama ve ölüm) seçtiniz. Bu durumda nanogenre size:

Jeffrey (1995), Love! Valour! Compassion! (1997), Playing by Heart(1998), Sweet November (2001), Meet Joe Black (2003), Autmn in New York(2000) gibi alternatifler çıkarıyor.

Bu filmlerin yanlarındaki yıldızlardan filmin insanlar tarafından ne kadar beğenildiğini görebiliyorsunuz. Kaç yıldız almış fikriniz oluyor.

Tabii bundan sonra da size gözünüze kestirdiğiniz filmi bir şekilde edinmek ve seyretmek kalıyor.
Ah ben de eskisi gibi film izleyebilsem, daha çok kullanacağım ama :)))

7 Nisan 2009 Salı

Ödül :)

Yazan Bal küpü zaman: 23:52 7 yorum

Çok teşekkür ederim şu ödül furyasında beni de hatırlayan, Dün Bugün ve Tuğba'ya.

Daha fazla link vermek ve daha çok dünya tanımak için ben de bir kaç kişinin adını yazıyorum.

Kimler ne aldı takip edemedim çünkü :) Aslında herkese bu ödül :)






Elma Şekeri

Yazan Bal küpü zaman: 10:35 13 yorum
















Hafta sonumuz biraz alışveriş ve biraz tembellik yapmakla geçti. :) Açıkcası bu hafta biraz bahar yorgunluğu mu, rehaveti mi bilmem bir şeyler çöktü üstüme. Neyse ki sahilde dolaşma imkanımız vardı. Çiçekleri, denizi bol bol resimledim.


İki gündür Obama ile yaşar olduk. İstanbul'a geliyor diye karşıda doktor randevumuz vardı onu bile iptal ettik . Neme lazım aksama olmayacak filan diyorlar ama mümkün mü? Sıkılmaya değmez, bari trafikte biz eksik olalım dedik :)) Zaten İstanbul trafiği malum, Allah herkese kolaylık versin. Bu arada adamcağız oradan oraya aşırı önlemlerle dolaşmaktan, görevi bittikten sonra bunalıma filan düşebilir :) Acaba tehlikede miyim? İzleniyor muyum? İnsanı delirtir yahu!!
5N1k programında duydum Obama'ya 'gönül çelen' lakabını vermişler hani herkesin sevgisini kazanıyor ya :) Hakikaten o tabir çok hoşuma gitti. Amerika'nın imajını temizleyecek bir tip. Güleryüzlü, doğal,sempatik, bilmiyorum, inşallah hep böyle sürer...

elma şekeri

Bu arada dün elma şekeri yapmayı denedim. Nerden çıktı demeyin 23 Nisan'da oğlumun arkadaşlarına süpriz yapacaktım. Yapacaktım diyorum çünkü hiç istediğim gibi olmadı. Elma şekerlerini boyasız sadece şekerle yaptım. İlk 1 saat iyiydi ama maalesef sonra şekerler eridi ve aktı. Yani demek ki sadece boya değil başka bir şey daha mı ekliyorlar acaba katkı olarak? Ya da benim tarif yanlış, bilen varsa paylaşıversin lütfen?

Tarif
1 su bardağından biraz az su

  • 2 su bardağı şeker
  • 1-2 damla limon


Elmaların saplarını koparıp yerine çöğ şiş ya da renkli çubuklar takılır.

Toz şeker suyla pişirilip 20dk. kaynatılır. Elmalar içine batırılıp yağlı kağıt serilmiş bir tepsiyle buzdolabında 30 dk bekletilir.
elma şekeri 2

4 Nisan 2009 Cumartesi

Karalahana Diblesi

Yazan Bal küpü zaman: 07:40 20 yorum
karalahana dible.2

Bursa'da yaşarken eski bir mahallede oturduğumuz için herkes şehrin yerlisiydi. Hiç farklı şehirlerden tanıdıklarımız yoktu. Zaten göçmen olduğumuz için {gerçi aile çoook eskiden Bursa'ya gelmiş} mahallemizde hep akraba, tanıdık vs vardı.

Fakat evlenip şehir dışına çıkınca farklı kültürlerden insanlarla tanışma imkanım oldu. Şimdi oturduğum evde de, daha önceki evimde de yoğunlukla Karadenizli komşularım oldu. Dibleyi onlardan öğrendim. Çok severek yapıyorum. Özellikle kışın sebze yoksunluğunda çok iyi bir alternatif. Gerçi orjinali nasıl bilmiyorum ama biraz farklılaştırdım sanırım. Mutlaka deneyin derim.

2 su bardağı pirinci biraz tuzla ılık suda ıslattım.

Karalahanaların bir demetini alıp haşladım.

Daha sonra ince ince doğradım. Tencerede biraz sıvıyağ biraz tereyağla yemeklik doğradığım 2 kuru soğanı kavurdum. Karalahanaları ilave edip biraz kavurdum.

İçine küp küp doğradığım sucukları ekledim. Üzerine domates ve biber salçası ekleyip kavurmaya devam ettim. Acı sevenler pul biber ekleyebilir. ya da farklı baharatlar ;)

Daha sonra üzerine 3 su bardağı su ekleyip kaynadığında ıslattığım pirinçleri süzüp, kaynayan suya ekledim. Suyunu çektiğinde demlenmeye bıraktım.

İkindi çaylarında çok güzel bir alternatif. Çocuklar çok sevdiler. Kıymayla da yapılıyor sanırım. Böyle de çok güzel oldu.

Acaba bu diblenin ıspanaklısı filan da olur mu??? Yazın taze fasülyelisini yapıyorum ama farklı sebzeleri bilmiyorum, denemeye değer bence :))
 

BalKüpü Copyright © 2009 Baby Shop is Designed by Ipietoon Sponsored by Emocutez