Bursa notlarımla başlamak istedim tatil yazıma. Bir şehir ki hafızasında birikmiş binlerce ses, iç içe geçmiş yüzyıllar boyu açılmayı beklemiş bir sürü yaşanmışlık karşılıyor sizi. Hangisinden başlayacağını bilemez insan ama ben şimdi Muradiye külliyesini anlatmaya çalışacağım.
Külliye Uludağ'ın eteklerinde olup, ismini Fatih'in babası II. Murat'tan alır. Kubbeler ve selvi ağaçları ile bezeli bir mekandır Muradiye külliyesi.
Bursa ovasına baktığınızda varlığıyla içinizi burkan bir görüntüsü vardır. O sessiz, dingin ve zamana karşı direnen duruşuyla insanı etkiler.
Beton yığınları arasında zorlukla seçersiniz. Muradiye ve Bursa ovasının resimlerini görüyorsunuz. İki ayrı zamana ait. Maalesef plansız şehircilik anlayışımız yeşil Bursa'yı da beton yığınlarına boğmuş görüldüğü gibi :(
2.Murad İstanbul'u alma gayesiyle yaşamıştır. Fakat Hacı Bayram-ı Veli'nin -Siz değil Sultanım İstanbul'un fethi şu beşikteki çocukla, şu köse Akşemseddin'e müyesser olacaktır sözünden sonra 14 yaşına gelen Fatih'e tahtını tacını gönüllü bırakıp, inzivaya çekilen tek padişah olacaktır.
Tanpınar'ın 'Muradiye sabrın acı meyvesi' derken bahsettiği yoksa bu mudur? Zaferi göremeden hayatını kaybeder Sultan Murat...Ve fetih oğlu Mehmet'e nasip olur.
Türbesinde ilk göze çarpan sadeliktir. Vasiyeti üzerine türbesinin üzeri kapatılmamış, toprak olarak kalmıştır.
Üzerindeki kubbenin ortasında da bir delik vardır. Yağmur suları buradan toprağa değer. Böyle istemiştir, gökyüzüne açılır mezarı.
Türbenin çıkışında dev bir çınarın yıkılmış olduğunu gördük.
Söylenene göre Osmanlı imparatorluğu yıkıldığı zaman devrilmiş onunla yaşıt koca çınar. Şimdi yerine yenisi ekilmiş.
Bu türbe dikkatimizi çekti. Etrafında duvar yoktu ve diğer türbelerden farklıydı.
Meğer Fatih Sultan Mehmet'i doğurtan ebenin türbesiymiş. Oğlu doğduğu zaman padişah, ne dilersen senin olur demiş. O da kabrim sizin ailenizle bir arada bulunsun yalnızca onu isterim, başka bir şey istemem deyince, mezarı külliyenin içinde yer almış. Karıştırılmasın diye daha farklı yapılmış.
Bursa'nın en derin semtindeki külliyenin etrafındaki tarihi evler yolculuğunuzda size eşlik eder.Bu güzel mekanın karşısında bir Eski Bursa evi müzesi ve bir Osmanlı halk kıyafetleri ve takı müzesi' de var.
Kurucusu Esat Uluumay 40 yıl boyunca köyleri gezerek kolleksiyonunu oluşturmuş. Köy köy gezip çeyiz sandıklarını açtırmış. Yöre yöre güzel bir koleksiyon oluşturmuş. Bir zaman tüneli gibi. O dönem gözlerinizin önünde canlanıyor. Renk renk oldu Bursa sokakları sanki.
Yalnız insanın eşya kadar kıymeti yok. Kimler kullanmış, kimler emek etmiş, özen göstermiş günümüze dek gelmiş hayret ediyorsunuz.
Restorasyonunu yapan mimarla yeşillikler içinde bir bahçede güzel bir sohbet yapma imkanı bulduk ve zaman o kadar hızla aktı ki, maalesef Bursa evi gezimiz başka bir zamana kaldı.
Not: Devamı gelecek...
5 yorum:
bursaya çok küçükken bikaç kere bende gittim.ama şu fotoğraflardan ve süper anlatımdan sonra tekrar gidesim göresim geldi:)
hayırlı haftalar
Ne kadar güzel anlatmışsın ve resimlemişsin. Gitmiş kadar oldum. Sevgiler ve teşekkürler bu güzel paylaşım için.
çok güsel ve belgesel gibi sıralamıssın..bayıldım ben bursaya gittim.fakat oraları hatırlamıyoyorum sanırım gitmedim.Etkileyici bir tarihi var ben bursayı çok severim inş. yine gitmek nasip olur:)
bu arada hayırlı ramazanlar diliyorum sevgiler:)
fotoğraflar süper, eline diline sağlık.
en güzel ödüllere layıksın:))
Bursa çok güzel bir yer. Eşimin işleri yoğun olmasa da oradaki akrabalarımızı bir ziyaret eebilsek...
Yorum Gönder